TR
  • English
  • Türkçe
  • العربية
  • Deutsch
  • русский язык
  • українська
  • Français
  • español, castellano
  • Sakarya'da
    yapmadan dönme

    Sapanca Gölü günübirlik ziyaret edebileceğiniz yerlerden biridir. Ayrıca gölün kıyısındaki restoran ve kafelerde öğle yemeğinizi yiyebilirsiniz.

    Türkiye'nin en büyük ikinci taşkın ovası Acarlar Longozu, 1.562 hektarlık bir alanı kaplayan, Sakarya'nın en önemli doğal güzelliklerinden biri ve 1. Derece Doğal Sit Alanıdır.

    Orhan cami yanında bulunan Uzun Çarşı ise yaklaşık 100 dükkandan oluşur ve Adapazarı'nın Osmanlı döneminden kalan en eski ve en köklü çarşılarının başında gelir.

    Sakarya Müzesi sergi salonunda; tarih öncesi dönemlere ait arkeolojik eserler, Roma ve Bizans dönemleri ile Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerine ait etnografik eserler sergilenmektedir.

    Kesme taştan yapılan cami kubbesiz, tek minareli ve dikdörtgen planlıdır. Bu cami günlük hayatın telaşı içersinde kısa bir mola için güzel bir mekandır.

    Justinianus Köprüsü, Erken Bizans Dönemi Anadolu'nun en görkemli anıtsal yapılarından biridir. Justinianus (527-565) tarafından inşa edilen bu taş köprü 365 metre uzunluğunda, 9.85 metre genişliğindedir ve toplam 12 kemere sahiptir. Justinianus Köprüsü, 2018 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne dahil edilmiştir.

    Keşkek, Türkiye'nin birçok yerinde yapılsa da Sakarya yemek kültüründe özel bir yere sahiptir. Özellikle düğünlerde veya özel günlerde yapılan Keşkek, önemli misafirler için hazırlanan özel bir lezzettir.

    Türkçe'de "Tarak'ı olan yer veya kişi" anlamına gelen Taraklı kasabası adını bölgenin geleneksel el sanatından alır. Yörede tarak; şimşir, gürgen, armut ve iyi cins ceviz ağacından yapılırmış. Şimşir ağacı beyaz renk, sert ve dayanıklı olduğundan daha çok tercih edilmektedir.

    Boza en eski ve en geleneksel Türk içeceklerinden biridir. İbn Battuta isimli gezgin, 14. yüzyıl başlarında yazdığı seyahatnamesinde Türklerin içtiği bozayı anlatmaktadır. Kış geldiğinde Sakarya sokaklarını boza satıcılarının sesleri sarıyor.

    Tamamen çam, kayın, köknar ve meşe ağaçlarıyla kaplı olan Karagöl Yaylası, oksijen açısından zengin havası ve soğuk içme suyu ile doğal bir tedavi merkezidir.